İlden Koçkar Z. A., Özen Yalçın D., Beşiroğlu L., UZER YILDIZ T., Yazar M. S.
TÜBİTAK Projesi, 2016 - 2018
"Projenin amaçları: Travmanın (örn., ölümcül hastalığa yakalanma) yol açtığı psikolojik (örn., kendimiz hakkındaki görüşlerimizin değişmesi) ve materyal (örn., yaşadığımız şehrin değişmesi) değişimlerin şiddetinin ve türünün, travmatik anının kişinin otobiyografik belleğine (yaşantıların saklandığı ve geri getirildiği bellek) entegrasyonuyla ve travma sonrası psikopatolojiyle arasındaki ilişkileri belirlemek ve bu değişimleri objektif ve standart şekilde ölçmektir. Projenin konusu: Travmatik deneyimlerin yol açtığı değişimlerin, travmatik anının otobiyografik belleğe entegrasyonundaki ve travma sonrası psikopatolojilerin ortaya çıkmasındaki rollerini incelemektir. Yaşadığımız bazı olaylar hayatımızda herhangi bir iz bırakmazken (örn., hergün kahvaltı hazırlamak) bazı olaylar (örn., göç, doğum) yaşamımızı derinden etkileyip, yaşantımızda psikolojik ve materyal anlamda önemli değişikliklere neden olurlar. Bu tür olaylara geçiş olayları (transitional events) denir. Geçiş olaylarının etkileri birbirinden farklıdır. O nedenle, insanın adaptasyonu ile ilgili herhangi bir problemi ele alırken, kişinin başına gelen bu değişimi nasıl değerlendirdiğini saptamak çok önemlidir. Geçiş olaylarından öyleleri de vardır ki, o tür olaylara travmatik olaylar denir. Örneğin, doğal afetler, savaşlar, işkence, kayıp gibi kişinin sağlığını ve iyilik halini tehdit eden, zorlayıcı ve kişide aşırıcı derecede strese yol açan olaylar travmatik olaylar olarak adlandırılır. Her travmatik olay tüm bireylerde aynı etki ve sonuca neden olmaz. Yapılan pek çok araştırma, travmaya maruz kalan kişide, ileride Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), Depresyon gibi psikiyatrik rahatsızlıkların gelişip gelişmediğini belirleyen farklı faktörler (örn., genetik yatkınlık, aile ilişkileri) olduğunu ortaya koymuştur. TSSB’nin bilişsel modellerine göre, kişinin travmatik olayı nasıl hatırladığı da TSSB’nin ortaya çıkmasını etkileyen önemli bir faktör olarak görülmektedir. Örneğin, TSBB tanısı almış kişilerde, travmatik olayların parçalı (fragmented), eksik, ve tutarsız bir şekilde hatırlanması, ve kişinin aklına sıklıkla ve istemsiz olarak travmatik olayın gelmesi çok yaygın olarak görülmektedir. Hatta Ehlers vd. (2004) travmatik anının düzensiz hatırlanmasının tek başına TSBB görülüp görülmediğini belirlediğini bulmuşlardır. Bu nedenle, travmanın etkilerini önceden tahmin etmek ve travma sonrası adaptasyon süreçlerini anlamak açısından, a-) travma sonrası bozuklukları belirleyen faktörleri saptamak ve b-) bu faktörlerin, travmatik anının kişinin otobiyografik bellek sistemine entegre olma süreçleriyle olan ilişkilerini iyi anlamak gerekir. Literatürdeki en önemli eksiklikler şu şekilde özetlenebilir: 1-) Travmatik olayların ortaya çıkardığı psikolojik ve materyal değişikliklerin türünü ölçen ölçümler yetersizdir, 2-) travmatik olayların ortaya çıkardığı değişikliklerin, travmatik anının otobiyografik belleğe entegrasyonuyla ve travma sonrası psikopatolojilerle ilişkisi tam olarak bilinmemektedir. Değişimleri ölçen ölçeklerin eksik yönleri: 1-) kullanılan ölçekler travmadan sonra ortaya çıkan strese bağlı tepkileri ölçmekle sınırlıdırlar, 2-) bir olayın yarattığı değişiklikleri ölçmekten çok, bir olayın diğer olaya göre daha mı çok yoksa daha mı az değişim gerektirdiğini ölçer niteliktedirler, ve 3-) değişimin farklı niteliklerini ölçmeyip, bir olayın yarattığı değişimi niceliksel olarak tek bir değerle ölçmektedirler. Travmatik anının otobiyografik bellekle olan entegrasyonunu ölçen araştırmaların eksiklikleri, 1-) kişinin travmatik anısının diğer anılarla entegre olarak depoladığını net olarak göstermemeleri 2-) TSSB ile travmatik anının entegrasyonu arasındaki ilişkileri incelerken, travmanın yarattığı değişimlerin etkisini göz önünde bulundurmamış olmalarıdır. Bu eksiklikler nedeniyle, travmanın yarattığı değişimler ile travmatik anının entegrasyonu ve travma sonrası gelişen klinik bozukluklar arasındaki ilişkiler yeterince anlaşılamamaktadır. Bu projenin özgün değeri, TSSB şiddeti ile travmatik anının entegrasyonu arasındaki ilişkiyi belirlerken, travmatik yaşam olaylarının yarattığı değişikliklerin etkisini de ortaya çıkaracak olması, travmatik olayların yarattığı psikolojik ve materyal değişimleri objektif ve standart bir şekilde ölçecek olması, ve travmatik anının entegrasyonunu ölçerken, literatürde kullanılan yöntemlerin, yukarıda belirtilen eksikliklerini giderecek olmasıdır. Bu projenin kuramsal yaklaşımını belirleyen teoriler TSSB’nin bilişsel kuramlarıdır. Bu teoriler ağırlıklı olarak travmanın kişinin yaşamı üzerindeki etkisi üzerinde dururlar. Bu teorilere göre, travma sonrası ortaya çıkan patolojilerin temel nedeni, travmatik olayın kişinin dünyanın güvenli, zararsız ve anlamlı olduğu ile ilgili temel varsayımlarını kökünden sarsmasıdır. Bu teoriler, travmanın sağlıklı bir şekilde atlatılmasının, kişinin yaşadığı travmatik deneyimini, varolan dünya görüşüne entegre edebilmesine ve dolayısıyla da travma sonrası ortaya çıkan yeni durumlara yeniden adapte olabilmesine bağlı olduğunu öne sürerler. Travmatik olayların ortaya çıkardığı psikolojik ve materyal değişikliklerin türünü ve şiddetini ölçmek için, daha önce Svob vd. (2014) tarafından geliştirilmiş olan Transitional Impact Scale (TIS) isimli ölçek, farklı olay tipleri, ve farklı yaş grupları kullanılarak Türkçe’ye uyarlanacaktır. Daha sonra bu değişikliklerin, travmatik anının entegrasyonuyla ve travma sonrası kilinik bozukluklarla ilişkisini belirleyen iki deney yapılacaktır. Bu projenin temel çıktıları travmanın yarattığı değişimlerin türünün ve şiddetinin travmatik anının entegrasyonu ile ve travma sonrası ortaya çıkan bozukluklarla ilişkisinin belirlenecek olmasıdır. Bunun yanında, travmatik olayların yol açtığı psikolojik ve materyal değişimleri ölçmek için TIS ölçeğinin, Türk toplumuna kazandırılmasıdır. Hedeflenen bu projeyle, bilimsel alanda travma literatüründe daha önce yeterince incelenmemiş bir konu araştırılmış olacaktır. Travmanın etkisini ölçen standart bir ölçek Türkiye’ye kazandırılmış olacaktır. Ayrıca, çalışmanın sonuçları, TSSB’nin sosyal ve bilişsel modellerine katkı sağlayacaktır. Teknolojik alanda, ülkemizde ruh sağlığı hizmetlerinin planlanmasına, travma ile baş etme becerilerinin geliştirilmesine katkı sağlanacak, sosyo-ekonomik alanda ise, çalışma sonuçları, sağlık sektöründe travma konusunda varolan bilgi ve hizmet kalitesinin artmasına katkıda bulunacaktır."