We Have a Voice: Assertiveness as a Self-Defence Strategy Against Women's Self-Silencing


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: TED Üniversitesi, Lisansüstü Programlar Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2024

Tezin Dili: İngilizce

Öğrenci: CEMRE ÖZTOPRAK

Danışman: Nilüfer Havva Voltan Acar

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın güçlenmesi, sürdürülebilir kalkınma hedefleri açısından dünya gündeminde kritik bir konuma sahiptir. Bu toplumsal meselelerin temeli olarak yakın ilişkiler baz alındığında, kadınların ilişkilerini sürdürmek için erkeklerden daha fazla çaba sarf ettiği ve özellikle olumsuz ilişki sürdürme ve kendini susturma gibi güvengen olmayan iletişim stratejilerine başvurduğu görülmektedir. Bu doğrultuda, bu çalışma güvengenlik üzerine "Sesimiz Var" başlıklı psikoeğitsel grup çalışmasını geliştirmeyi ve müdahalenin kadınların yakın ilişkilerinde kendilerini susturmalarını önlemede etkili olup olmadığını araştırmayı amaçlamıştır. Bu doğrultuda, başlangıçtan itibaren Ankara Büyükşehir Belediyesi Kadın Danışma Merkezi ile iş birliği yapılmıştır. Yöntem olarak yarı deneysel, eşdeğer olmayan kontrol gruplu ön test/son test araştırma deseni kullanılmıştır. Bu doğrultuda 9 haftalık bir program hazırlanmıştır. Demografik Bilgi Formu ve Kendini Susturma Ölçeği kullanılarak Ankara'da yaşayan 25-50 yaş arası kendini susturma düzeyi yüksek 16 kadın (tedavi ve kontrol grupları için 8'er kişi) belirlenmiştir. Müdahalenin kendini susturmayı azaltmada etkili olup olmadığını analiz etmek için Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi ve Mann-Whitney U Testi kullanılmıştır. Bulgular, grup içi analizlerde anlamlı bir fark olduğunu gösterirken, gruplar arası analizlerde anlamlı bir fark olmadığını göstermiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda, geliştirilen programın kendini susturmayı azaltmada oldukça etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Bulgular, kadınların güçlendirilmesine yönelik geliştirilecek programların toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle oluşturulmasının önemine ve psikoeğitsel grup çalışmalarının etkinliğine katkıda bulunacaktır. Gender equality and women's empowerment have an important place on the world agenda in terms of sustainable development goals. Based on intimate relationships as the basis for these social issues, it appears that women make more effort than men to maintain their relationships, and in particular resort to negative relationship maintenance and the non-assertive communication strategy of self-silencing. Hence, the current study aimed to develop the "We Have a Voice" psychoeducational group work on assertiveness and investigate whether intervention is effective in preventing women from silencing themselves in their intimate relationships. In this direction, a collaboration was made with the Ankara Metropolitan Municipality Women's Counseling Center from the beginning. As a method, the quasi-experimental, non-equivalent control-group pretest/post-test research design was used. Accordingly, a 9-week program was prepared. Demographic Information Form and Silencing the Self Scale were used to determine 16 women (8 each for the treatment and control groups) between the ages of 25-50 living in Ankara with high levels of self-silencing. Wilcoxon Signed-Rank Test and Mann-Whitney U Test were used to analyze whether the intervention is effective in reducing self-silencing. Findings indicated a significant difference within-group while no meaningful difference between-group analyses. In line with these results, it was concluded that the program was highly effective in reducing self-silencing. The findings will contribute to the importance of creating programs for women's empowerment through a gender lens and the effectiveness of psychoeducational group work.

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın güçlenmesi, sürdürülebilir kalkınma hedefleri açısından dünya gündeminde kritik bir konuma sahiptir. Bu toplumsal meselelerin temeli olarak yakın ilişkiler baz alındığında, kadınların ilişkilerini sürdürmek için erkeklerden daha fazla çaba sarf ettiği ve özellikle olumsuz ilişki sürdürme ve kendini susturma gibi güvengen olmayan iletişim stratejilerine başvurduğu görülmektedir. Bu doğrultuda, bu çalışma güvengenlik üzerine "Sesimiz Var" başlıklı psikoeğitsel grup çalışmasını geliştirmeyi ve müdahalenin kadınların yakın ilişkilerinde kendilerini susturmalarını önlemede etkili olup olmadığını araştırmayı amaçlamıştır. Bu doğrultuda, başlangıçtan itibaren Ankara Büyükşehir Belediyesi Kadın Danışma Merkezi ile iş birliği yapılmıştır. Yöntem olarak yarı deneysel, eşdeğer olmayan kontrol gruplu ön test/son test araştırma deseni kullanılmıştır. Bu doğrultuda 9 haftalık bir program hazırlanmıştır. Demografik Bilgi Formu ve Kendini Susturma Ölçeği kullanılarak Ankara'da yaşayan 25-50 yaş arası kendini susturma düzeyi yüksek 16 kadın (tedavi ve kontrol grupları için 8'er kişi) belirlenmiştir. Müdahalenin kendini susturmayı azaltmada etkili olup olmadığını analiz etmek için Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi ve Mann-Whitney U Testi kullanılmıştır. Bulgular, grup içi analizlerde anlamlı bir fark olduğunu gösterirken, gruplar arası analizlerde anlamlı bir fark olmadığını göstermiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda, geliştirilen programın kendini susturmayı azaltmada oldukça etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Bulgular, kadınların güçlendirilmesine yönelik geliştirilecek programların toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle oluşturulmasının önemine ve psikoeğitsel grup çalışmalarının etkinliğine katkıda bulunacaktır.