Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Yüklenicinin Temerrüdü ve Nama İfa


Akipek Öcal Ş., Eker D.

Yetkin Basım Yayım ve Dağıtım, Ankara, 2025

  • Yayın Türü: Kitap / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2025
  • Yayınevi: Yetkin Basım Yayım ve Dağıtım
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • TED Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, Türk hukukunda, inşaat sektöründe sıklıkla karşılaşılan bir sözleşme türüdür. Bu sözleşmelerde, yüklenici, belirli bir inşaatı tamamladıktan sonra, inşa edilen yapının bir kısmını veya tamamını arsa sahibiyle paylaşmak üzere anlaşır. Arsa sahibi, inşaatın bedelini nakit olarak ödemek yerine, inşaat sonucunda elde edilen taşınmazın belirli bir payını veya bu taşınmazdaki bağımsız bölümlerin belirli bir adedini yükleniciye verir.

Hukuki nitelik olarak çifte tipli karma sözleşme niteliğinde olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, TBK ile düzenlenen isimli bir sözleşme olmadığından, sözleşmede çıkan uyuşmazlıkların çözümünde farklı yargı kararları ile şekillenmekte ve bu kararlar çoğu kez birbiri ile çelişen uygulamalara yol açmaktadır. Bu nedenle anılan sözleşmelerin uygulanması, çoğu zaman çeşitli hukuki zorluklar ve belirsizlikler doğurabilmektedir. Bunlardan en önemlileri, yüklenicinin temerrüdü ve nama ifa kavramlarıdır.

İnşaat sözleşmelerinde yüklenicinin temerrüdü, sözleşmenin temel dinamiklerini ciddi şekilde etkileyebilir, geç ifa yapılsa bile sözleşme ile amaçlanan sonuca ulaşılamamasına yol açabilir. Yüklenicinin belirlenen sürede inşaatı tamamlamaması veya sözleşmeye uygun şekilde ifa etmemesi, arsa sahibi için önemli hak kayıplarının oluşması ve yasal sürecin uzaması sonuçlarını da doğurabilir. Yüklenici temerrüdü durumunda arsa sahibinin haklarını savunabilmesi için hukuki bir çerçevenin oluşturulması gerekir. Bu çerçeve kapsamında temerrüt nedeniyle sözleşmenin feshi, cezai şartların uygulanması, tazminat talepleri ve inşaatın tamamlanması gibi pek çok husus gündeme gelir.

Nama ifa ise, yüklenicinin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, yükümlülüklerin başkaları tarafından yerine getirilmesi anlamına gelir. Nama ifaya imkân tanınmış olması, inşaat sürecinin aksaması halinde çözüm üretebilmek için önemli bir yöntem yaratmıştır. Ancak, nama ifa ile ilgili uygulamada karşılaşılan sorunlar ve bu sorulara verilebilecek hukuki cevaplar, birçok pratik uyuşmazlığın da kaynağını oluşturur.