21. Ulusal Psikoloji Kongresi, İstanbul, Turkey, 13 - 16 October 2022, pp.212
Giriş ve Amaç: Bu çalışmanın temel amacı, ebeveyni şizofreni tanısı almış çocukların muğlak kayıp deneyimlerini psikososyal ve politik bileşenler temelinde inceleyen bir teori oluşturmaktır. Yöntem: Çalışmanın verileri, 10 katılımcı (8 ebeveyni şizofreni tanısı almış çocuk ve 2 sağlıklı ebeveyn) ile gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizi için temellendirilmiş kuram yaklaşımı kullanılmıştır. Bulgular: Analiz sonuçları, ebeveyni şizofreni tanısı almış çocukların üç temel düzeyde birbiri ile yakından ilişkili çeşitli engellerle karşılaştığını ortaya koymuştur: Bu engeller (1) çekirdek ailede karşılaşılan engeller, (2) geniş aile üyeleriyle ilişkilerde ortaya çıkan engeller ve (3) sosyopolitik engeller olarak kavramsallaştırılmıştır. Söz konusu bağlamsal bariyerlerin “gizlilik”, “destek kaynaklarının eksikliği” ve “damgalamanın” oluşturduğu kısır döngü aracılığı ile karşıt bağımlı bir ilişki içine girerek birbirini pekiştirdiği de elde edilen sonuçlar arasındadır. Bu nedenle, ebeveyni şizofreni tanısı almış olan çocukların kendilerini izole ettiği ve ebeveyn şizofrenisiyle ilgili deneyimlerini anlamlandırma süreçlerinde tek başına kaldıkları bulunmuştur. Ebeveynin psikolojik yokluğu ve normale duyulan özlemin ise ebeveynleşme ve muğlak kaybı beraberinde getirdiği sonucuna ulaşılmıştır. Tartışma ve Sonuç: Sonuç olarak, ebeveynleşme ve ebeveyn şizofrenisinin neden olduğu çözümlenmemiş yas, farklı seviyelerde çoklu kayıpları beraberinde getirmektedir. Bu çalışmanın bulguları, Türkiye'de toplum ruh sağlığı hizmetleri konusunda farkındalığın artırılmasının önemini ve buna paralel olarak hedef kitleye yönelik psikolojik ve sosyopolitik düzenlemelerin gerekliliğini vurgulamıştır.