Matematiğin Sosyolojisi Olur mu?


Creative Commons License

Özkan E.

36.Ulusal Matematik Sempozyumu, Amasya, Türkiye, 9 - 12 Eylül 2024, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Amasya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • TED Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Matematiğin tarihine bakarken izlenen temel yöntem genel olarak incelenen tarihsel dönem içerisinde ortaya çıkan önemli matematikçilerin fikirlerinin, matematiksel çalışmalarının anlatılmasından oluşmaktadır. Bu tür bir yöntem matematik tarihine egemen olmaya başladığında matematik ancak çok yetenekli ve zeki kişiler tarafından yapılabilen bir uğraş olarak görülebilir. Bu durum genç insanların matematikle kurdukları ilişkide bir ön belirleyen haline gelmiştir. Bu önyargı özetle şunu söyler; matematik zordur ve ancak yetenekli kişiler tarafından yapılabilir. Matematik tarihine dair yukarıda dile getirilen türden yaklaşıma hem matematiğin gelişimi hem de yeni nesillerin matematikle kurdukları ilişki açısından ihtiyatlı yaklaşmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Matematiğin tarihsel gelişimi ile matematiksel bilginin üretildiği toplumun verili durumu arasında bir korelasyon mevcuttur. Örneğin; ispat fikri neden Antik Yunan’da ortaya çıktı? Antik Yunan öncesi medeniyetlerde de başlangıç düzeyinde de olsa ispat sezisi vardı. Ama soyut anlamıyla ispat f ikri bu medeniyetlerde geliştirilemedi ve Thalesî beklemek durumunda kaldık. Ya da türev fikrinin ortaya çıkması için neden 17.yy’ı beklemek zorundaydık. 17.yy’a kadar olan dönemde Newton veya Leibniz gibi mental becerileri çok yüksek onlarca matematikçi mevcut değil miydi? Matematiğin de bir sosyolojisinin olduğunu, bu tür bir kabulün de genel olarak toplumdaki matematiği dair algıları daha makul bir zemine yerleştirebilmek için ön koşul olduğunu düşünüyorum. Bu sunumda özetle bu düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.