"Celaliler / Eşkıyalar: Gayesiz Asiler miyiz ki Hepimiz Biz?"


Aksoy Sheridan R. A.

Kebikeç, cilt.33, ss.111-126, 2012 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 33
  • Basım Tarihi: 2012
  • Dergi Adı: Kebikeç
  • Sayfa Sayıları: ss.111-126
  • TED Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Bu yazıda Karen Barkey’in Eşkıyalar ve Devlet: Osmanlı Tarzı Devlet Merkezileşmesi başlıklı çalışmasının sergilediği kimi metodolojik sorunlar ele alınarak bu bağlamda kitabın ortaya koyduğu temel tezlerin genel ve oldukça eleştirel bir değerlendirmesi yapılmaktadır. Karen Barkey’in söz konusu çalışmasında, Avrupa “devlet oluşumu” modellerinden ayrılan yönlerine odaklanılarak, yeterince kuramsallaştırılmadan oluşturulmuş bir karşılaştırmalı tarihsel sosyoloji arkaplanı dolayımında, Osmanlı merkez gücünün, 17. yüzyılda kendi otoritesine yönelik meydan okuma ve isyan girişimlerini, büyük oranda arabuluculuk ve pazarlık taktikleriyle bertaraf etmede, hatta isyancı unsurları böylece merkezle bütünleştirme ve dolayısıyla kendi otoritesini pekiştirmede araçsallaştırma konusunda büyük bir esneklik sergilediği ve bu sürecin sonunda Osmanlı devlet merkezileşmesinin 17. yüzyılda başarıyla gerçekleştirildiği öne sürülmektedir. Ancak, “Osmanlı’nın gerilemesi” meselesini tersten okuyarak şimdiye dek sürdürülen tarihyazımı çalışmalarında genel olarak Osmanlı’da “gerileme”nin emareleri olarak yorumlanan- yaygın eşkıyalık faaliyetleri ve celali isyanlarını, aslında Osmanlıİmparatorluğu’nun gücünü pekiştirme ve merkezileştirmede başarıyla araçsallaştırdığı temel önermesi etrafında şekillenen Eşkıyalar ve Devlet: Osmanlı Tarzı Devlet Merkezileşmesi’nin kullandığı birincil kaynaklar ve doğrudan inceleme alanı olarak odaklandığıdönem ve coğrafi bölge, çalışmanın ortaya koyduğu bu genellemeci savları desteklemek için son derece kısıtlı ve yetersiz, dolayısıyla kitabın ortaya koyduğu temel tezi kanıtlamaktan uzaktır. Nitekim gerek karşılaştırmalı çerçevede sürekli olarak Avrupa bağlamında kuramsallaştırılan “devlet oluşum” modellerini referans kabul etmesi ve gerekse son derece dağınık bir kronoloji üzerinden oluşturulan ve sonuçta neredeyse tarihdışı bir nitelik sergileyen anlatısında açığa çıkan boşluk ve çelişkiler dolayısıyla Osmanlı devlet merkezileşmesine yönelik bu iddialı kuramsal yeniden okuma girişimi başarıya ulaşamamaktadır.