Bu çalışma, İslamcı basının, kadınları şiddetten korumak amacıyla oluşturulmuş önemli bir hukuki belge niteliği taşıyan İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkışını konu edinmektedir. Çalışmanın örneklemini, Milli Gazete’nin 2020 yılının Mayıs ayına ait köşe yazıları oluşturmaktadır. Gazetenin, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkışını nasıl dile getirdiğini ve bu amaçla hangi söylemsel stratejileri kullandığını açığa çıkarmak amacıyla köşe yazıları, söylem analizi yöntemiyle incelenmiştir. Teun A. van Dijk’ın referans alındığı çalışmada, Milli Gazete’nin İstanbul Sözleşmesi karşıtlığını “yok edilme” tehdidi üzerinden kurguladığı ve “yok edilme” tehdidini de üç farklı tema üzerinden dile getirdiği belirlenmiştir. Bu çerçevede, tüm köşe yazarlarının gerçekçi olmayan birtakım iddialarla sözleşmeyi hedef aldıkları ve sözleşmeye karşı çıkışlarını, İslamcı ideolojinin hem dinden hem de ataerkil düşünceden devşirdiği cinsiyetçi söyleme dayandırdıkları tespit edilmiştir.
This study discusses the antagonism of Islamist press in Turkey towards the Istanbul Convention, a specific legal instrument that aims to protect women against violence. The sample comprises articles in Milli Gazete [The National Daily] published in May 2020. The selected news articles have been subjected to the discourse analysis to unveil which discursive strategies and utterances are being used to construct antagonism by Milli Gazete. Employing Teun A. van Dijk’s approach, this study found that Milli Gazete constructed antagonism based on threat of “extinction”, under three discursive themes.This study also found that all the relevant columnists targeted the Convention with unrealistic claims. These claims therefore based upon Islamist ideology that combines both religious and patriarchal thought.